21 Nisan 2006 Cuma

Bugün mülk kimin?

men: kim
limen: kime, kimin
el-mulk: (bütün) mülk
el-yevm: bugün

yevme hum bârizûne lâ yahfâ 'alallâhi minhum şey
40:16 Ortaya çıktıkları gün, hiçbir şeyleri Allah'a gizli kalmaz

Söz konusu gün, elbette Kıyamet günü, yer de Haşr meydanı.
Saklanacak, korunacak hiçbir engeli olmayan dümdüz meydan.
Herkes ortaya çıkmış, bâriz, apaçık. Ameller ortaya dökülmüş,
bazısı boyunlarda asılı yük, bazısı ellerde ışık. Dünyada iken
gizlenebildiğini sandığımız herşey bâriz, apaçık, ortada.

Elbette hiçbir şey hiçbir zaman Allah'a gizli değil. Fakat bunun
farkında mıyız? O gün, gizlilik kalmadığının da görüleceği gün.

Müdhiş soru orada, o zaman soruluyor. Muhatab bütün halk.
Soran ve cevap veren ise Hâlık. Cemal tecellileri o gün ortada
yok, sadece Celal görünüyor. Kahreden sıfatlar.

limenil-mulkul-yevm, lillâhil-vâhidil-qahhâr
لِّمَنِ الْمُلْكُ الْيَوْمَ لِلَّهِ الْوَاحِدِ الْقَهَّارِ
Bugün mülk kimin? Bir olan ve Kahreden Allah'ın

Bir olan, yani Vâhid, zatında hiç ortaklığa, çokluğa yer yok,
parçaları da yok, parçacıkları da yok. Kahreden, yani Kahhâr,
bir ortağı olmak şöyle dursun, her şey O'nun kahrına mahkum.

Sorunun dehşetini dünyanın aldatıcı rahatlığında nasıl anlasak?
Anlatmak için "el-mulk" kelimesini biraz açalım.

Mülk kavramı için, kedi ve benzeri hayvanların kendi bölgelerini
işaretleyip (territory marking) başkalarının oraya girmesine izin
vermemesi iyi bir benzetme değil mi? Bu davranış insanlarda
duvar, dikenli tel, tapu gibi gözle görülür bir hale evrimleşmiş.
Son ucunda da devletlerin sınır, pasaport, polis uygulamaları.
Mesaj hep aynı: Burası benim mülküm, izinsiz girilmez.

Herşeyin bâriz olduğu gün, mülk kiminmiş herkes anlayacak.
O'nun mülkünde, O'nun izniyle, O'nun rızkıyla yaşandığını da...