6 Haziran 2006 Salı

Açlık ve korku elbisesi

libâs: elbise
cû': açlık
havf: korku

libâsel-cû'i vel-havf (Açlık ve korku elbisesi)
لِبَاسَ الْجُوعِ وَالْخَوْفِ
16:112 Allah güven ve huzur içindeki bir şehri örnek verdi. Rızkı da her yerden bol bol gelmekteydi; fakat Allah'ın nimetlerine nankörlük ettiler, böylece Allah yaptıklarına karşılık olarak,
feezâqahallâhu libâsel-cû'i vel-havf
ona açlık ve korku elbisesini tattırdı.

Bu şehir Mekke'dir, Ankara'dır, Londra'dır, ne fark eder ki? Hepsidir.
Nüzul sebebine bakıp sadece Mekke diye sınırlarsak, başka yerlerde
yaşayanlar hiç üzerine alınmayacak. Halbuki haber çok genel.

Ayette bozulan toplumların bu dünyada da çeşitli sebeplerle cezalandırılacağını okuyoruz. Allah'ın nimetlerine önce onlar nankörlük ettiler; sonra yaptıklarına karşılık olarak, Allah onlara açlık ve korku elbisesini tattırdı.

1930'ların dünyasında açlık ve yokluk hakimdi, ama güvenlik sorun değildi. 2000'lere geldiğimizde bolluk içindeyiz, herkese yetecek kadar yiyecek var, ama gece sokağa çıkmaya korkuyoruz. Arabalara alarm, evlere çelik kapı yaptırıyoruz. Genelde korku hakim. Demek ki, açlık ve korku birbirinden bağımsız, bize tattırılan iki unsur. Sınavın iki sorusu.

velenebluvennekum bişey-in minel-havfi vel-cû'i
2:155 sizi biraz korku ve açlıkla ... muhakkak deneriz

Bir de olumlu anlamda şu âyette geçiyor:

ellezî et'amehum min cûin ve âmenehum min havf
106:4 (bu evin Rabbi ki) kendilerini açlıktan doyurmuş ve korkudan güvenliğe eriştirmiştir.