30 Haziran 2006 Cuma

Dualarının sonu da ...

âhir: son
da'vâ: dualar
hum: onlar

veâhiru da'vâhum ... (Dualarının sonu da ...)
وَآخِرُ دَعْوَاهُمْ
10:10 Bunların oradaki duaları "Subhâneke Allahumme", aralarındaki esenlik dilekleri "Selâm", dualarının sonu da "Elhamdulillahi rabbil'âlemîn" sözleridir.

"Bunların" yani Cennet ehlinin sözleri ayette bize bildiriliyor:

da'vâhum fîhâ subhânekallâhumme
Bunların oradaki duaları, "Seni eksikliklerden uzak tutarız Allah'ım!"

Cennet barış ve nimet yurdu. İnsanlar bu dünyada benzerlerini görmedikleri, hatta hayal bile edemedikleri nimetlere orada kavuşacaklar. O mutlu kimselerin her hâlleri anlaşılan hayret ve heyecan üzere olacak ki, dillerinden hep evvelâ "subhâneke" dökülecek.

Bu türden duyguların izini en çok çocuklarda gözlemek mümkün. Çocuklar ne güzel hayret ederler değil mi? Ne tatlı şaşırırlar. Küçücük şeyler bile onlara muhteşem gelir. Yaşlar büyüdükçe ve gördüklere alışıldıkça insanlar bir nebze bu duygularını kaybediyorlar ama içindeki çocuğa nefes aldıranlar için o kadar da uzak sayılmazlar. İnsan gökkuşağını görür de, ya da güzel bir ağaç, masmavi bir gökyüzü, suyun üstünde nazlı nazlı süzülen bir gemiye rastgelir, veyahut her biri biricik olan kar taneleri siyah paltosuna yağar, sonra herşeyin yerli yerince yerleştiği bir matematik denklemini anlar da hiç hayret duymaz mı? Cennet de nimetlerin en muhteşem formlarının yurdu olacağı için herhalde bu coşkun duyguların en mükemmel ve kuvvetli hâlleri de onun misafirlerinin özünde olacak, demek...

vetahiyyetuhum fîhâ selâm
aralarındaki esenlik dilekleri "selâm"

İnsanların birbirlerine dileklerinin "selam" olması da mânidar. Bize ekonomi derslerinde ekonominin tanımını şöyle öğretirlerdi: "Sınırlı kaynakların, insanların sınırsız istek ve ihtiyaçlarına göre nasıl kullanılacağını inceleyen bilim dalı" Cennette kaynaklar sınırsız olacağına göre, insanlar arası durum da barıştan gayrısı olmayacak. Orası selam yurdu olacak. Orası barış yurdu olacak.

veâhiru da'vâhum enil-hamdu lillâhi rabbil-'âlemîn
dualarının sonu da "Hamd âlemlerin Rabbi Allah'a mahsustur" sözleridir

Orada ikramlara kavuşmuş kimselerin hayret ve heyecanının ardından dillerinden dökülen dua ise her türlü övgünün ancak O'na ait olduğu sözleri olacak. Hamd O'nun. Zaten var olan herşey ancak O'ndan geldi ve O'na dönecek. Hâl böyle olunca, bütün övgüler de ancak O'na ait.