hasbiyallâh (Allah bana yeter)
حَسْبِيَ اللّهُ
hasb: kâfi, yeterli
hasbiye: bana yeter
فَإِن تَوَلَّوْاْ فَقُلْ حَسْبِيَ اللّهُ لا إِلَـهَ إِلاَّ هُو
9:129 Eğer yüz çevirirlerse de ki: "Allah bana yeter. O'ndan başka ilah yoktur. Ancak O'na tevekkül ettim. O, yüce Arşın sahibidir."Aracı olarak tapılan diğer putların, tanrıların önce gereksizliği vurgulanıyor, sonra da bu tapmanın şirk olduğu "O'ndan başka ilah yoktur" ile anlatılıyor. Apaçık beyan var: "Ancak O'na tevekkül ettim", yine teslimiyet...
Zikreyle Hakk'ı her nefes,
Allah bes, bakî heves
Pes, gayriden ümidi kes!
Tekrar-ı zikrullah ile
Allah Teâlâ, Zâtını tanıyacak, O'na iman etmeyi iradesiyle seçecek, gönlü ancak O'nu anmakla itminana erecek insan nev'ini yaratıp, uzakların en uzağına, bu dünyaya göndermiş. Bu diyar, insanın imtihan meydanı olmuş. İmtihanı geçerse rahmete erişecek, değilse sonsuz husrân... Bu imtihanlar karşısında sarsılmamanın, yıkılmamanın, kendisi yıkılsa dahi hakkı tutup kaldırmanın tek bir yolu var:
39:38 ... De ki: "Allah bana yeter. Tevekkül edenler ancak O'na güvenip dayanır."
İnsanın imtihanı, derd verilip, derman araması da olabilir; nimet verilip, şükrünün testi de. Ardından bu imtihan karşısındaki duruşuna bakılıyor: Çektiği dert, elem, yalnızlık, hüzün ya da nimetler karşısındaki sevinç, onu Allah'a mı döndürüyor, yoksa başka şeylere mi? Acaba, insan "O bana yeter" demeyi bilmeyip, yıkılıp, umutsuzluğa düşüp, gayr'dan medet umar mı oluyor? Ya da nimetler kulu sevince boğduysa, artık kendini herşeyden müstağni görüp, gayr'ı küçümser mi oluyor?
Elbette bu cümleyi dile söyletmek kolay. Gönle söyletmekse, belki uzun bir yolculuğa muhtaç. O'nun yolunda bir ömür yolculuğuna. Ama belki dile tekrar ettirmek bu yolda yardım eder: "Allah bes, bakî heves"
Allah yeter, geri kalanı bırakın gitsin.
hasbunallâh (Allah bize yeter)
حَسْبُنَا اللّهُ
hasb: kâfi, yeterli
hasbunâ: bize yeter
İnsanın dara düştüğünde sarılacağı en sağlam, en sakinleştirici kelime bu olsa gerek. Hem de biz diyerek.
9:59 Eğer onlar, Allah ve Rasûlü'nün kendilerine verdiği şeye razı olsalardı ve: "Allah bize yeter, yakında hem Allah, hem de Rasûlü bize bol lütfundan verecek. Biz, sadece Allah'a rağbet edenleriz" deselerdi.
Böyle diyenlerden olabilmek duasıyla.
... hasbunallâhu veni'mel-vekîl
3:173 Onlar ki, halk kendilerine: "(Düşmanlarınız olan) insanlar size karşı ordu topladılar, onlardan korkun" deyince, bu onların îmanlarını artırdı da "Allah bize yeter, O ne güzel vekîldir!" dediler.
Ne hoş bir güven. Ne hoş bir söz.
Bizlere verilen ne kadar kıymetli bir ders.
O ne hoş bir vekîl...