16 Ocak 2006 Pazartesi

Mevlanız Allah

veliy: dost (esmâ-i husnâdan)
veliye: yakın olmak, dost olmak
mevlâ: koruyucu, bakıcı, sahip, dost

Köle-efendi (yada işçi-patron) ilişkisinde efendinin iki yönü var:
Buyurucu, doyurucu, büyütücü yönü ile Rab deniyor.
Koruyucu, bakıcı, sahip, dost yönü ile de Mevlâ.
Her iki anlamda da efendimiz O: hem Rabbimiz hem Mevlâmız.
وَاللَّهُ مَوْلَاكُمْ
Bu anlamdaki Mevlâkum kelimesi dört ayette geçiyor:

belillâhu mevlâkum
3:150 Halbuki Mevlânız Allah'tır.
vehuve hayrun-nasirîn
O, yardımcıların en iyisidir.

ennallâhe mevlâkum
8:40 Eğer yüz çevirirlerse Mevlânızın Allah olduğunu bilin.
ni'mel-mevlâ veni'men-nasîr
Ne güzel dost, ne güzel yardımcıdır!.

huve mevlâkum
22:78 ... namaz kılın, zekat verin, Allah'a sarılın. Mevlânız O'dur.
feni'mel-mevlâ veni'men-nasîr
Ne güzel sahip, ne güzel yardımcıdır!

vallâhu mevlâkum
66:2 ... Mevlânız da Allah'tır.
vehuvel-'alîmul-hakîm
O, hakkıyla bilendir, hikmet sahibidir.

Aynı anlamda bir de Mevlânâ kelimesi var.
ente mevlânâ
2:286 ... Mevlâmız Sen'sin ...

Zamanla bu kelimeye yüklenen anlam zayıflamış, saygın insanlar için de kullanılmış. Türkiye'de bir mübarek kişinin adı olmuş. Hint yarımadasında binlerce var, orada "hazret" kelimesi gibi kullanılıyor.